Yeni Eklenen Yazılar

Üniversiteli Bayan Arkadaş

Merhaba bebeğim ben antalya üniversiteli escort

Hemen kendimi tanıtayım ben 24 yaşım da 1.75 cm boyum da ve 55 kilo da kumral mavi gözlü seksi, çıtır, cana yakın, güler yüzlü, sıcak kanlı, bir bayanım. Görüşmelerimi kendi lüks evimde yapıyorum ve otellere gelebilirim. Oldukça bakımlı ve alımlı bir kızım şehrin en güzel kızlarından biriyim desem daha doğru olur. Sizlere böyle bir güzelliği ucuz fiyat memnuniyet garantisi ile buluşturdum da akıllara zarar bir yapı çıkartıyorum ortaya. Sizlerde yapacağınız tercihler yüzünü güldürsün istiyorsanız numaram dan bana günün her saati ulaşabilirsiniz. Resimler %1500 bana ait ve gerçektir tamamen amatör çekim görüşme esnasında bilgilerin veya resimlerin bana ait olmadığını düşünür iseniz sorgusuz görüşmeyi sonlandırabilir sin. Çok öpüyorum bay.
Telefon: 

Çıtır Bayan Arkadaşlık

Merhaba Ben 20 lik çıtır Meral,
Kesinlikle bu işte en iyisi olmak için elimden geleni yapacağım. 1 aydır bu işi yapmaya başladım. Elimden geldiğince dilediğiniz tüm fantezileri yerine getirmek için elimden geleni yapıyorum.


1,78 boyum var. 50 kiloyum. Ancak, sürekli de spor yaparak kendimi zinde tutmaya gayret gösteriyorum. Amacım, daha iyi olabilmek için çalışmak ve bunun için de elimden geleni yapıyorum.
Bu arada beyaz tenli, kahverengi gözlü bir bayanım. Beyaz tenim yaşımın 20 olmasından dolayı gayet yumuşak ama sürekli olarak bu konuda hassas davranmak için de elimden geleni yapıp, sürekli bakıma gidiyorum. Sarışın uzun saçlarım var.Çok sexiyim. Saçlarımı çok beğeniyorum.
Sizler için sürekli olarak iç çamaşırlarımı değiştiriyorum ve sürekli hem temiz, hem de sizlerin daha da beğenmesi için farklı fantezilere uygun olan iç çamaşırları tercih ediyorum. Bu arada kalçalarım çok güzel. Elleriniz arasında erisin diyeceğim ama imkansız, çünkü Shakira’nın kalçalarına benzetiyorlar. Unutamayacağınız bir fiziğe, kalçalara ve göğüslere sahibim. Siz de bana sahip olmak istiyorsanız o zaman sadece beni aramanız yeterli. Siz de randevunuzu alın ve beklentilerinizin ötesinde harika bir gece yaşayın.

Beni Zorla Siktiler

Merhaba değerli yaşanmış sex hikaye okurları ilk kez bole yazıyorum cok hycanlıyım bnde kndi aslen denizliliyim kucuk bi mahallemiz sıkı bi ailem ve çok karışan bi abim var kucuk bi yer herkez birbirini az cok tanır bu yuzden hiç erkk ark olmadı minyon tipli olmamdan belkide.

lisede guzel sanatları kazanıp orayı bitirip ünversite için basvurular yapıodum ve eskshrde okumaya basladm dindar biri olmk için cok çba sarf ettim benim gibi olan arkadaslarımla kalıodum cinsel olarak çok asırı biriyim çok dusunuodum arada mastrbsyon yapıodum ama cok bastryodum duygularımı dısımda cok tutucuyum ama içimde resmn bi faişe gbydm tecavuze ugrasam ne olur die bile dusunuodum ,ünvtedeki arkaadaslarm gbi acık gynmk htta cok asırı acık gynip begenilmek çok hosuma gderdi ozgurdum ama hep ikilem ikilem içimdeki o beni durduruyodu bazen evde odaya kapanıp okula gtmden saatlerce kndmle oynardım 7 -8 kz boşldgmı htrlyrm sanıyrum ki sonradan daha ii anladım bunu kendm bozmustum kndimi surtunmk bişy sokmk o kdar hosuma gidioduki gozlermi kpatıp o kadar sapık seyler dusunuodumki heycanlndkca daha daha fazla yapıodum onceden ailemin yanında ev ortamıım rahat olmadgından şimdi evde cok rahattım arkadaslarım okulda oldugunda bagrarak boşlyodum sonrada doyuma ulastıgımda o sapık dusuncelerim ve yaptıklarıma acaip pişman oluyodum cok ruyalarımda yada hayal kurarken falan bi sürü erkek geciodu yatgmdan kız arklrmın sevgilileri hocalar eniştem bikç kez abimi bile acaba yapıomu nası yapıo penis ç gormemiştm (penis dedm ama yarak demeyi ck sevyrm)ama ne hayal ederdim o ara azsam inan hç kimseden tiksnmem dokunup opebilirdim ama bu arzularım hp 4 duvar arasında nrmlde salaş bakımsız olmya caısırım kime olcam bakımlı bide sanki bkmlı oldgmda herkez benim iç dunyamı farketcek gibi geliodu taaki bi arkadasımla eve cıkıncaya kadar aynı sınıftaydık ii ce özgur oldgumu hssetmiştim ama brbrmize ablalık yapıoduk bi erkek arkadası vardı cok kıskanırdım arkadaslıgımızın arasına grmişti çok yalnız kalmıştım bi kç kez odadaki seslerini duymustum hç hayal etmzdm seddan bole bişi ben ilbdıda eskde boş boş yasıodum acaba neler yapıolar nası aklımı kemiriodu opşme sesleri odama kadar geliodu ( ) ozmandan sonra farklılsmya basldm erkeklere surekli sert olan benn artık okuldan arkadaslarla falan cok iyi gecnmeye basldım kankalarım oldu biziim sınıftaki bkaç erkek aynı evdeydi yemek sözüm oldu bende yapıp goturdum ilk kez bi erkk evine grmiştim arkadaslarıda vardı 6 7 kişilerdi acaip hycanlandm hemn ben gidicem dedim kankam kal falan dedi ısrarda edince kaldım ama acaip hycanlıydım ev bile erkek kokuyodu bazlarında şort falan arada kufurlu konusmalar kankam oldgu için rahatım ama beynım rahat durmuyodu lavaboya grdim çişimi yaparkn ayynaya bktm goz kalemi gozlerimi ortya cıkarmıs hafif makyajım çok ciciydim bn ii ce degişmiştim erkklerin arasında hafif makyajlı falan vay be dedim dusunuodum buraya onlarda oturuyo tuvalete falan nereleri deyiyo acaba falan kıllı bacaklarını dusunuorum acaba hangisninki daha buyuk o arada tuvaltimi bitirip vajnmı temizlerken yuh demiştim kendime okadarmı ıslanılır kiloduma baktım sanki suya sokup cıkarmış gibiydim oda içerde heycanlandgmda olmuş sanırım falan hatta ped koymustum lavaboda ellerimi yıkarken çamasırlıktaki yarısı dısarda boxerı gordum şeytanya çamşrlığı actım bi kç kot tşort boxer var syahboxerı aldım acaba kimindi burasına şeyi deymiştir. die dusunurken kokladım okadar hycnlndımki anlatamam çıktıgımda lavabodan odaya grdimde bi an sanki beni anlamışlar gbi hissettim tam htrlmyrum ben gitmem lazım diyerek eve gitmiştim eve gelir gelmez soyundum o anı dusunup buyuk aynamın karsısına gecmiştim acaba beni opmek isteselerdi hangisi ile opusurdum ,hepsi soyunmuş olsalardı biri benikucagına alsaydı boşalıncaya kadar o dudaklarımı opseydi sonrra oburunun kucagına verseydi ben giyinik onlar cırılcıplak sadece opuserek kucaktan kucaga gezseydim bunları dusunurken yarrak yarrak die kısk sesli bagırıodum ki seda kapıya vurmustu iyimisin diye hatta rahatlayamamıştım ogun toparlanıp yanına gitiim beni biri ile tanstrcagını solemişti ?. devamını bidahakine yaziim cok zormuş ama eskiye gittim geldim

Deprem 10 Saniye Sarstı Kaynımın Yarağı Sabaha Kadar

Kocamla evlendiğimizde askerliğini henüz yapmamıştı, okulundan dolayı erteletmişti. Aynı iş yerinde çalışıyorduk. Tanıştık, kısa bir nişanlılık döneminden sonra evlendik. Ailesiyle aynı binada oturuyorduk. Anne babası ve bir erkek kardeşi üst katımızda oturuyorlardı. Kısa sürede kaynaşmıştık ailesiyle. Beni kızları gibi görüyorlardı. Onlar beni, ben onları sevmiştim. Annesine benzeyen ufak tefek kocamın aksine, 20 yaşındaki kardeşi Mert çok yakışıklı, sporla uğraşan, yapılı, iri yarı bir çocuktu. Çocuk derken aramızda 3 yaş fark var sadece. Kocamın tüm ailesine, özellikle Mert’e kanım ısındı, çok iyi anlaştık. 


Evliliğimizin cicim aylarından sonra, artık kocamın tekdüze, uyduruk sevişmelerine alışmış, doymasam da tatmin olmasam da, orgazm taklidi yaparak evliliğimizi, götürmeye çalışıyordum. Evlendiğimde bakire olmama rağmen, gerçek seksin bu olmadığını internetten, okuduğum kitaplardan biliyordum. Fakat salt bu nedenle kocamdan ayrılmayı, düzenimi bozmayı göze alamıyordum. 

Kaynım Mert ise kocamın tam tersiydi. Kızlarla, hatta mahalledeki birkaç evli kadınla haşır neşir oluyor, gününü gün ediyordu. Bir kısmını annesinden duyuyordum, bir kısmını da komşu kadınlardan öğreniyordum, “Kız senin kaynın var ya, Bakkalın karısıyla...” gibi. Uçan sineği kaçırmayan zamparanın tekiydi kısacası. Bunları duydukça ona başka gözle bakmaya başlamıştım. Kapımın önünden geçip üst kata çıkarken ben bir bahane uydurur, havadan sudan kapı önünde sohbet ederdim. Bu arada kaynımın yapılı gövdesine, geniş üçgen omuzlarına sımsıkı sarılmamak için kendimi zor tutardım. Baktıkça bakasım geliyordu piçe... 

Öyle etkilemişti ki beni, artık kocamın kardeşidir, akrabadır diye bakamıyordum ona. Bir erkekti o. Hem de yakışıklı, dalyan gibi, sapına kadar erkek. Geceleri kocamın altında yatarken, o olsaydı nasıl sevişir, nasıl öpüşür, kotunun önündeki kabarıklık neye benzer diye düşünürdüm. Kocam içime girip çıkarken onunla seviştiğimin, onun ağırlığı altında ezildiğimin hayallerini kurardım hep. 

Kocamla işten döndüğümüzde akşam yemeklerini genelde onlarla beraber yer, oturur, yatmaya evimize geçerdik. O da evdeyse, dışarıda değilse sevindirik olurdum. Benim ona baktığım gibi o da bana baksın, beğensin isterdim. Aile içinde ne kadar mümkünse, olduğunca kısa etek, askılı bluzlar giyer, dikkatini çekmeye çalışırdım. Benim ne eksiğim vardı ki o yatıp kalktığı orospulardan! Gittiğimiz düğünlerde, pikniklerde, plajlarda hep onu keser, ona yakın olmak, eline koluna dokunabilmek için bahaneler yaratırdım. 

Sonunda korkuyla beklenen şey oldu. Kocamın uzun dönem askerliği başladı. Onunla beraber benim yalnızlığım da başladı. Zaten yetersiz bulduğum seks yaşamım artık tamamen sıfırlanmıştı. Günler geçmek bilmiyordu. Sabah kalk, işe git, akşam gel, kaynananın hazırladığı yemeği ye, biraz otur, kadına yardım et, evdeyse kaynını aç gözlerle dikizle, yatma zamanı kendi evine siktir olup git, yalnız yatağında, kendini okşaya okşaya zıbar. 5, 10, 20 gün, 1 ay, 3 ay... Artık dayanamaz hale gelmiştim. İyice azmıştım, erkeksizlik başıma vurmuştu. Hayır, sikilmenin tadını almamış olsam neyse! İyi ya da kötü, bir erkekle seks yapmaya alıştıktan sonra sap gibi kalıvermek çok kötü! 

Bazen kendimi Mert’e, dudaklarına, kirli sakalına, pazularına, pantolonun önündeki kabarıklığa bakarken erotik hayallere dalmış buluyor, sonra da silkinerek kendime gelmeye çalışıyordum. Etrafıma, Mert’e bakıyordum korkuyla. Ona arzuyla baktığımı görmüş müydü? Aklımdan geçenleri, onu ne kadar istediğimi anlamış mıydı? Sanırım biliyordu Mert, farkındaydı. Hissediyordum bunu. Oturduğum yerde onu süzerken gözlerimi pantolonun, şortun önünden yukarı kaldırdığımda, onun bana bakan, soran gözleriyle karşılaştım birkaç kez. Utandım, yanaklarım alev alev yandı, kızardım yeni yetme kızlar gibi. Ne bakıyorsun salak? Anla işte! Abin gideli kaç ay oldu? Kaç aydır erkeksizim haberin var mı? 

Dipten gelen acaip bir gürültüyle beraber 10 saniyelik şiddetli bir sarsıntı. Hepimiz ayağa fırladık. Ödüm koptu. Elimdeki çay bardağını fırlatıp çığlık atarak hemen yanımda duran Mert’e sarılıverdim o korkuyla. O da korurcasına kollarının arasında sımsıkı sardı beni. Sarsıntı bittikten sonra da bir süre ayrılamadım ondan. Korkuyla birbirimize, sallanan avizeye, büfede devrilen bardaklara bakıyorduk. Kalbim kuş gibi çarpıyor, gözlerimden yaş geliyordu. Sonra durumu fark ettim. Mert’in, kaynımın kollarındaydım. 

Öyle rahatladım ki. Güvendeydim onun kollarında. Başımı geniş göğsüne dayayıp, derin bir nefes aldım, onun mis gibi erkek kokusunu içime çektim. Elleri sırtımı okşuyor, kollarıyla sımsıkı sarıyordu. “Şşşt... Tamam yenge, btti, korkma artık, sakin ol!” diyerek o kalın erkek sesiyle teselli etmeye, sakinleştirmeye çalışıyordu. 

Sakinleşmiştim artık. Ama böyle durmak öyle hoşuma gitmişti ki. Gerekirse sabaha kadar böyle kalmaya razıydım. Kollarında, sımsıkı sarılmış, göğüslerim onun kaslı bedeninde ezilir vaziyette, kasıklarımız birbirine yapışmış. Ama maalesef, kayınvalidem dua etmeyi bırakıp bize döndüğünde istemeden ayrılmak zorunda kaldım. Tedirgin, diken üstünde oturduk. Bir süre daha geçti. Uyku ağır basmaya başladı. Kayınpederim artık yatmamızı, korkulacak bir şey olmadığını söyledi. Ben halen dehşet içindeydim. Orada yatmamı istediler, ben kabul etmedim, “Uyuyamam anneciğim, kendi yatağımda yatmak istiyorum. Ama korkuyorum da yalnız başıma...” dedim çaresizlik içinde. 

Kayınvalidem, “Madem evine gitmek istiyorsun, git kızım. Korkuyorsan Mert gelsin, salonda yatsın. Evde biri olunca için rahat eder yavrum! Hadi Mert, yengende kal bu gece!” dediğinde kulaklarıma inanamıyordum. Mert ve ben. Koca evde yalnız. Sevincimi saklamaya çalışarak korkmuş görüntümü sürdürdüm. Sesim titreyerek, “Çok iyi olur annecim! İnan ödüm patlıyor. Evde bir nefes olursa hiç olmazsa uyuyabilirim biraz. Yoksa sabah işe gidecek halim olmaz uykusuzluktan!” dedim. 

İyi geceler dileyip, kaynımla beraber alt kata indik. Evin kapısını açarken ellerim titriyordu heyecandan. Küçük odadaki yatağı hazırladım yatması için. Televizyonu açıp depremin şiddetini öğrenmeye çalışan Mert’in yanına gittim. Oturduğu üçlü koltukta yer açtı bana, yanına oturdum, beraber izlemeye başladık. Bir yandan televizyonu izliyor, bir yandan sohbet ediyorduk. O, yanımda, yanıbaşımda olduğu için öyle mutluydum ki... 

Tam yaşadığımız korkudan, sarsıntıdan bahsediyorduk ki, bir çıtırtı daha olmasın mı? Sanırım hafif şiddetteki duyulur duyulmaz minik artçı depremlerden biriydi. Fakat bu minik sarsıntının korkusu bile yetti bana ayağa fırlamam için. Yine aynı şey oldu, benimle birlikte ayağa kalkan Mert’e sarılıverdim. İki üç saniye bile sürmedi çıtırtı. Ama halen kollarındaydım, ayrılmamış, bana sarılan güçlü kolların tadını çıkarıyordum. Mert yine tedirgin hareketlerle sırtımı okşayarak beni sakinleştirmeye çalışıyordu. Ben kedi gibi sokulmuştum kollarına. Tüm vücudum onunkiyle temas halindeydi, sımsıkı sarılmıştım. 

İşte o anda hissettim karnıma temas eden sertliği. Birbirimize sımsıkı temas eden bedenlerimizin varlığıyla kaynımın yarağı taş gibi olmuş, aramızda kendini hissettirmeye başlamıştı. Boydan boya ürperdim. Kasıklarımda bir yangın başladı. O da huzursuzca kıpırdandı. Sırtımı okşayan eller çıplak kollarımı tuttu, beni kendinden uzaklaştırmaya çalıştığını hissettim. Pürüzlü bir sesle bana, “Çok korktun yine yenge. Sana su getireyim!” dedi, önünü bana göstermemeye çalışarak arkasını döndü, mutfağa gitti. 

Öylece kalakalmıştım. Koltuğa kendimi attım. Yanaklarım alev alev yanıyordu. Elinde su bardağıyla gelen kaynıma baktım dolmaya başlayan gözlerimle. Tanrım, ne kadar yakışıklıydı. Ölebilirdim, bana sarılması, sevmesi, sevişmesi için. Yalvarmam, ayaklarına kapanmam gerekse de. Fakat o anda bir şey diyemedim, gözlerine baktım sadece, konuşamadım. O ise bana bakmaya bile çekiniyordu. Uzattığı bardağı alıp suyu bir dikişte içtim. Önündeki kabarıklığı nasıl başardıysa yok etmişti. Az önceki sertlikten eser yoktu. 

Benden uzaklaşırcasına gitti karşıdaki koltuğa oturdu, televizyon izlemeye başladı. Ben de onu izliyordum. Konuşmuyordu hiç. Sanırım içinde müthiş bir mücadele yaşıyordu. Hissediyordum bunu. Ben, abisinin karısı, yengesi. Benim için sertleşen yarağı... Bir zaman böyle oturduk, televizyon izledik sessizce. Sonra bir iki esnedim, uykum gelmiş gibi. Ayaklarımı kaldırıp koltuğa uzattım, boylu boyunca uzandım doğalca. Yatar vaziyette izlemeye başladım televizyonu. 5-10 dakika sonra gerçekten gözkapaklarım ağırlaştı, içim geçiverdi. Bu durumda ne kadar kaldım bilmiyorum, Mert’in bana seslenmesiyle kendime geldim. Ama gözümü açamadım. Oturduğu yerden bana sesleniyordu, “Yenge? Uyudun mu?” diye. 

Cevap vermedim, uykumda rüya görüyormuşçasına mırıldandım. Bacağımın birini kaldırıp ayağımı yere koydum yattığım yerde, diğerini de dizimi havaya dikip koltuğun arkasına dayadım. Diz üstü kısa eteğim iyice açıldı bu hareketimle. Birkaç kez daha seslendi, yine uyumaya devam ettim güya, yanıt vermedim. Başım yana düşmüştü. Kirpiklerimin arasından Mert’i izliyordum. Gözünü benden, açılan bacaklarımdan ayıramıyordu. Elini pantolonunun önündeki kabarıklığa götürmüş, okşayıp duruyordu. Benim uyuduğumu zannettiğinden kalkıp yanıma geldi. Koltuğun önünde diz çöktü. Omuzumdan tutup hafifçe sarstı, “Yenge? Uyan hadi!” dedi. 

Düzgünce nefes alıp vermeye çalışıyor, uyuyor görüntüsü vermeye devam ediyordum. Gözlerimi kapatmıştım. Ne yapacağını merak ederek bekledim. Bir süre hareketsiz durdu. Eteğimin meydanda bıraktığı bacaklarımı, bluzumun açılan yakasından göğüslerimi seyrediyordu sanırım. Sonra ayaklarımda elinin temasını hissettim birden... 

Ayaklarımı okşayan eli yavaş hareketlerle yukarıya çıktı. Dizimi geçti, baldırlarımı okşadı tüy gibi. Öyle zevk alıyordum ki, inlememek için, ona belli etmemek için kendimi zor tutuyordum. Eli baldırlarımda, bacaklarımın içlerinde dolaştı, küloduma kadar çıktı. Eteğimi iyice belime kadar sıyırdığını hissettim. Tanrım! Eğer amıma dokunursa biterdim ben. Ayların verdiği açlıkla anında orgazm olabilirdim. Şimdi bile ıslanan amımdan sularımın aktığını hissediyordum... 

Dokunmadı amıma. Derin bir nefes alıp başını küloduma yaklaştırdı, amımın kokusunu ciğerlerine kadar çekti, “Ah yengem... Yengemm!” diye mırıldandı, “Öyle güzelsin ki, hastayım sana kadın! Bitiyorum sana, aşığım sana! Ah bir bilsen seni nasıl istediğimi! Bir anlasan beni! Ah bu güzel amcığını bir siksem! Ahhh!” diyordu. 

Aniden beni bırakıp fırladı yerinden, koşa koşa banyoya gitti. Sanırım boşalmak üzereydi, rahatlamaya gidiyordu. Bense elimi şehvetle yanan amıma götürüp avuçladım, sıktım dudaklarını, daha o anda inleye inleye sarsılmaya başladım. Beni duyacak hali yoktu Mert’in, banyoda kendisiyle uğraşıyordu. Sarsıla sarsıla boşaldım. Orgazm kasılmalarım bittiğinde eteğimi düzeltip yan döndüm, uyur vaziyetime devam ettim. Mert işini bitirip banyodan çıktığında beni bu halde buldu. Bir süre daha yanımda durup seyretti sadece. Sonra gidip üzerime bir pike getirdi, üzerimi örttü. Kendisi de odasına gidip yattı. 

O çıkınca sırt üstü yatıp gözümü tavana diktim. Dakikalarca. Aklımdan bin türlü şey geçiyordu. Orgazm olmak rahatlatamamıştı bedenimi. Uyku tutmuyordu. Gözümün önünden onun kabaran yarağı gitmiyor, eteğimin altından bacaklarımı okşayan elleri aklıma geldikçe kıvranıyordum yattığım yerde. 

Şeytan dürtüp duruyordu (Hadi düşünme artık, kalk git yanına!) diye. Gitsem yanına. Uyudu mu acaba? Okşasam bana yaptığı gibi. Uyanır mı? Ne der? Nasıl karşılar? Kovalar mı beni yanından? Onun “Yenge!” diyen tatlı sesi kulaklarımda hep. Maviş gözleri. Etli dudakları. Gülünce parlayan beyaz dişleri. Kokusu. Kabarık önü. Vücudu. Beni saran kaslı kolları. Başımı göğsüne dayadığımda duyduğum huzur. Mert’in her bir yeri gözümün önüne geldikçe daha çok deliriyordum. Artık akraba, kayın, kocamın kardeşi falan dinleyecek, umursayacak halim kalmamıştı. O da beni istiyordu işte. Kulaklarımla duymuştum beni ne kadar istediğini! 

Hırsla üstümdeki pikeyi tekmeleyip fırlattım, yere attım. Kararımı vermiştim. Neye mal olursa olsun. Duramıyordum artık. Kalktım, doğru odasına gittim. Kapısı aralık duruyordu, itip içeriye süzüldüm. Holün hafif aydınlattığı odada, düzenli nefes alış verişleri duyuluyordu. Uyuyordu. Canım benim. Üzerine hiçbir şey örtmeden sırt üstü yatmıştı yatağa. Ve sadece bir boxer vardı giysi olarak. O geniş göğsü nefes alıp verdikçe inip kalkıyordu. Öyle güzel, yakışıklı görünüyordu ki, dakikalarca seyrettim. Sonra, sanki orada olduğumu, onu izlediğimi hissetmişçesine gözlerini açıverdi... 

Beni yatağın yanında görünce şaşırıp doğruldu, “Hayrola yenge? Yoksa yine Deprem mi oldu?” dedi. Yatağın kenarına oturdum, elini tuttum, “Yok! Merak etme Mert, bir şey olmadı. Sadece...” dedim. Merakla yüzüme bakıyordu. Söyleyemedim gerisini. Onu istediğimi, onunla sevişmeye geldiğimi, yatağına geldiğimi söyleyemedim. Deprem olmadı, ama yangın vardı işte. İçim yanıyordu. Dudaklarım titriyordu heyecandan, gerdeğe girecek yeni gelin gibiydim. 

“Ne oldu, söylesene yenge? Merak ettirme beni!” dedi. “Gece salonda sen beni... Bacaklarımı okşarken ben uyanıktım Mert!” dedim. Yüzüme bakıp kaldı öylece. Yüzü mü kızarmıştı ne? Başını yana çevirdi, bana bakmıyordu şimdi, bakamıyordu. Elini çekmeye çalıştı, bırakmadım, tuttum sımsıkı. Öksürüp boğazımı temizledim, devam ettim, “Söylediklerini duydum. Her şeyi!” dedim. “Uyuduğunu sanıyordum yenge... Söylediklerimi unut, aldırma bana! Sen yengemsin! Abim...” dediğinde, “Abin yok Mert! 6 aydır yok! Yalnızım ben! 6 aydır kimse sevmedi, okşamadı, dokunmadı bana! Ben de sana aşığım! Yanıyorum Mert! Seni istiyorum ben de! Ölesiye istiyorum! Beni sevmeni, benimle sevişmeni istiyorum! Ölüyorum senin için!” dedim. Ağlıyordum bunları söylerken, göz yaşlarım damla damla süzülüyordu. 

“Olmaz yenge! Yengem olmaz!” diyordu halen. Hırsla elini tuttum, gözyaşlarımla ıslanan yanaklarıma sürdüm elini, avuç içlerini titreyen dudaklarımla öptüm, öptüm. Yalvardım, “Kimse bilmeyecek Mert, ikimizden başka kimse! Seviş benimle! Abin gelene kadar hiç olmazsa! Başka şey istemiyorum senden! Lütfen, bak sen de beni istiyorsun, kendi ağzınla söyledin! Hadi, yanıyorum ben! Başkasına mı gideyim istiyorsun? Elin adamıyla boynuzlayayım mı abini? Yabancılara, başka erkeklere yedirme yengeni işte, sen sik! Sik beni Mert!” dedim. 

Artık iyice yüzsüzlüğü, terbiyesizliği ele almıştım. Gözüm kararmıştı iyice. Bu gece bu aptal oğlanın altına yatmalıydım. Onunla sevişmeliydim. Kendimi siktirmeliydim. Her şeyi yapardım bunun için. Dudaklarına yapıştım aceleyle. Önce karşılık vermiyordu bana, ben köfte dudaklarını emmeye, dilimin ucuyla okşamaya başlayınca hırslandı, o da saçlarımdan kavrayıp öpüşmeye başladı. Ne kadar güzel öpüşüyordu bu çocuk! Ee, tecrübeliydi ne de olsa! Mahallenin kızları, kadınlarıyla, okuldaki kızlarla tecrübe kazanmıştı. 

Öpüşürken bir elimi göğsüne koydum, okşadım. Aşağıya indim yavaşça okşayarak, kaslı karnını, boxerinin üzerinden sertleşen yarağını okşadım. Parmaklarımın ucunda tıp tıp attığını, giderek sertleştiğini hissediyordum. Beklemiyordu bunu, “Mmmm... Yenge, ne yapıyorsun?” diye bir inilti çıktı ağzından. Elimi boxerinin önündeki düğmesini zorlayarak içeriye soktum. Ateş gibi yanan yarağını tuttum. Kalın, kocaman bir şey vardı şimdi avucumda, ateş gibi. 

Dudaklarını bırakıp eğildim. Boxerini sıyırıp dışarıya çıkardım yarağını, gözyaşımla ıslanan yanaklarıma sürdüm. Dudaklarıma sürdüm. Dilimi çıkarıp başına dokundum. Benim narin bileklerimden daha kalındı yarağı. 

Mert itiraz etmeyi kesmiş, kendini benim ellerime bırakmıştı. Dirseklerinin üzerine dayanmış, yaptıklarıma bakıyordu kısılmış gözleriyle. Ben de gözlerimi ondan ayırmadan yalayıp duruyordum güzel yarağını. Kocam izin vermemişti bunu yapmama. İlk defa bir erkeğin sikini yalıyor, ağzıma alıyordum. Ben sikiyle uğraşırken onun eli yine eteğimin altına girmişti. Bacaklarımı sıka sıka okşuyor, bacak içlerimde elini dolaştırıyordu. Küloduma geldi. Avuçladı. Yarağı ağzımdayken zevkle inledim. Nefes alabilmek için yarağını emmeyi bırakmak zorunda kaldım. 

“Ahhh... Mert!” diye inledim, külodumun ağını yana çeken parmaklar şimdi ıslanan amımı okşuyordu. Sıcak parmakların ıslak am dudaklarına teması bitiriyordu beni zevkten. İnleyip duruyor, bu arada elimdeki yarağı yalamaya çalışıyordum. Klitorisimi ıslak parmağıyla okşayınca sarsıldım. Muhteşem bir zevkti duyduğum. 

“Bırak emmeyi yenge, ağzına boşalmak istemiyorum. Yatmadan önce boşaldım, ama yarağımı emmen deli ediyor beni!” diye inledi o da. Şehvetten kısılmış gözlerimle ona baktım, emmeyi bıraktım ve “Gel benim yatağıma gidelim Mert! Daha geniş o yatak, daha rahat sevişiriz!” dedim. “Peki, hadi gidelim!” dedi. Kalktı, beni kollarına alıp tüy gibi kaldırıverdi. Boynuna sarıldım. Öpe öpe yatak odasına götürdü. Üzerine saten örtü örtülü yatağı açmadan boylu boyunca yatırdı beni. Boxerini ayağından sıyırdı bir çırpıda. Sertleşmiş yarağı önünde çelik gibi dimdik duruyordu. Heykel gibiydi. Öyle heyecanlıydım ki! Yatak odamda, kocamla seviştiğimiz odada, çırılçıplak kalan kardeşiyle, kaynımla beraberdim. 

Kocam aklıma gelince etajerin üzerindeki resim çerçevesine baktım. Kocamla evlilik resmimizdi, objektife bakan damadın gözleri adeta beni izliyordu. Uzanıp elimin tersiyle devirdim. Şimdi o çerçevenin içinden bana bakamayacak, azmış karısının kardeşiyle seviştiğini göremeyecekti. Başımı yastığa koydum. Sırt üstü yattığım yerden halen ayakta beni seyreden kaynıma baktım. Kollarımı açıp bekledim. 

Fazla bekletmedi beni. O güzel, çırılçıplak gövdesiyle üstüme uzandı. Ben ağırlığının altında inlerken, o dudaklarıma yumuldu, çılgınca öpüşmeye başladık. Dudaklarımı ısıra ısıra öpüyor, dilini ağzımın içine sokup dilimi okşuyordu. Ellerimle uzun saçlarını kavramış kendime çekiyor, omuzlarını, kollarını, sırtını okşuyordum şehvetle. 

O çırılçıplaktı, ben halen üzerimdeki etek ve bluzla duruyordum. Dudak dudağa öpüşürken yarağının sertliği bacaklarıma temas ediyor, ateş gibi değdiği yeri yakıyordu. Dudaklarımı somuran ağzından kendimi kurtarıp nefes nefese, “Soy beni Mert! Çıplaklığını hissetmek istiyorum!” diye inledim. 

Telaşla kalktı üzerimden, bluzumun düğmelerini koparırcasına açtı. Dantel sütyenimi çıkarmasına yardım ettim. İkimiz de heyecan içindeydik. Titriyorduk. Hareketsiz durup hayranlıkla beni seyretti. Çıplak göğüslerimi. Sonra elini uzatıp okşadı, avuçlayıp sıktı. “Ohhhh!” diye inledim, “Öp onları Mert! Sev, okşa!” dedim. “Öyle güzelsin ki yenge! Memelerin sanki hiç ellenmemiş gibi, dipdiri, taş gibi!” dediğinde zevkle kıvrandım. Duyduklarım mutlu etmişti beni. Hele Mert’ten bunları duymak. Göğsümü okşayan elininin üzerine elimi koydum, fısıltıyla, “Ellenmedi sayılır memelerim. Abin yıpratamadı. Nasıl, becerdiğin kızlar kadar var mı? Beğendin mi? Güzel mi?” dedim. 

“Hem de nasıl yenge! Bakire kızlar eline su dökemez güzellikte! Harikasın! Hep merak ettim bu memeleri, nasıl olduklarını, uçlarını...” deyip eğildi, elini çekip meme ucumu öptü. İnledim. Saçını tutup kendime çektim. Ağzını alabildiği kadar açıp göğsümü ağzına almış, dilinin ucuyla içeride ucunu okşuyordu. Elektrik çarpmış gibi sarsıldım. Unutmuştum bu zevki aylardır. Aç kalmış bebek gibi memelerime saldırmaya başladı. Sıcak diliyle kenarlarını, uçlarını yalıyor, parmaklarıyla okşuyor, sıkıyordu. Bir birini, bir diğerini... Sırayla birinden ötekine geçiyor, beni zevkten bayıltıyordu. 

Daha memelerimle uğraşırken gecenin ikinci orgazmını yaşadım. Hırsla saçlarından tutup göğsüme yapıştırdım, kalçalarım yatağı döve döve boşaldım. Kasılmalarım bitince dudaklarımdan öptü beni. Sımsıkı sarılmıştı bana. Bir bacağını üstüme atmış, yarağını baldırlarıma dayamış, eliyle vücudumun her yerini okşuyordu. “Öyle doluyum ki aylardır Mert, kendimi tutamadım!” diye açıklama yaptım. “Ben de akşam bacaklarını okşarken boşaldım yenge! Öyle seksi, öyle baştan çıkarıcı görünüyordun ki, dayanamadım. Tutamadım kendimi!” dedi. 

“Biliyorum tatlım! Sen gidince ben de kendimi tatmin ettim. Sen banyoda, ben koltukta, ikimiz de boşaldık! Hadi Mert, oyalanma artık, istediğimi ver bana! Bununla boşalt beni artık!” dedim. Bunu söylerken elimi uzatıp onun vücudumu delip duran yarağını kavramıştım. “Peki yengecim!” dedi. Dudaklarını boynumda göğüslerimde, karnımda gezdire gezdire aşağıya indi. 

Eteğim kalmıştı altımda. Yavaşça sıyırdı aşağıya, bacaklarımı oynatıp çıkarmasına yardım ettim. Üzerimde bir tek dantel külot kalmıştı. Sırılsıklam külodumu da çıkarıp fırlattı. Şimdi ikimiz de çırılçıplaktık. Dudaklarını kasıklarımda gezdirdi. Tertemiz, kılsız, ağdalı, kaymak gibi yaptığım amımın dudakları kan hücumuyla şişmiş, içine girecek şeyi bekliyordu ıslak ıslak... Mert’in hiç acelesi yok gibi görünüyor, diliyle okşayıp duruyordu oralarımı... 

Dilinin ucunu klitorisime değdirdiğinde inledim. Kıvranıp saçlarını okşadım, “Ohhhh Mert! Delirtiyorsun beni! Harikasın!” dedim. “Güzel mi yenge? Hoşuna gidiyor mu?” dedi. “Ohhh! Hem de nasıl gidiyor Mert! Harika! Abin hiç yalamadı beni biliyor musun? Amımı hiç yalamadı! Öpmedi bile! Sen harikasın!” dedim. Durdu, başını kaldırıp bana baktı ve “Yenge, şu yatağa abimi sokmasan, ikide bir hatırlatıp durmasan?” dedi. Güldüm, yattığım yerden doğrulup kaynımın benim zevk sularımla ıslanmış dudaklarını öptüm doya doya. “Peki canım, ama sen de bana yenge deyip durma öyleyse! Hadi artık, oyalanma, sabrım kalmadı, dayanamıyorum, sik beni! O koca şeyini sok bana, sok içime!” dedim. 

“Peki aşkım, peki kadınım!” diyerek kalkıp beni yatağa itti, sırt üstü yattım. Dizlerimden tutup bacaklarımı araladı, arasına girdi. Taş gibi yarağını amımın dudaklarına, klitorisime sürttü. Kıvrandım. Heyecanla içime girmesini bekliyordum. Sürtmeye devam edince, sabırsızlıkla, “Hadi Mert, hadi erkeğim, hadi kocacığım, hadi sok şunu artık!” dedim. “Acele etme karıcığım, önce sikimi sularınla ıslatayım. Aylardır sevişmiyorsun. Amın daralmıştır senin, içine girerken zorlanırsın!” dedi. 

Dediği gibi oldu. Amım daralmıştı sanki. Yumruğum gibi olmuş sikinin başını dayadı, zorlamaya başladı. Girmekte zorlanıyordu yarak. Kalktı, başucuma geldi, sikini ağzıma verdi. Ben de güzelce, ıslata ıslata yaladım sikini. Ağzıma sokup çıkardım defalarca. Çıkarıp baktım, pırıl pırıl parlıyordu. Kayganlaşmıştı iyice. “Yeter sevgilim!” dedi. Tekrar bacaklarımın arasına geçti, sikini amıma dayadı. Bu kez biraz daha rahat kaymaya başladı, başı içime girdi. Amımın dudakları gerilmişti iyice. Dudaklarımı sıkıyor, ister istemez bacaklarımı kasıyordum. Bu yüzden de girmekte zorlanıyordu. 

“Rahat bırak kendini…” dedi. Gevşemeye çalıştım. Yavaş yavaş, bir sokup, bir çıkarıp ilerlemeye başladı içimde. Girdi... Girdi... Bitmek bilmiyordu yarağının girişi. Sonunda amımı yara yara, dibime kadar girdi içime. Bacaklarımın arasında, amımda adeta bir keser sapı vardı sanki. İçimi tamamen doldurmuştu koca şey. Kasıklarımız birleşmişti. Bacaklarımı açabildiğim kadar açıp boynuna sarıldım. Nefes nefese, “Bekle aşkım... Dur lütfen... Birbirlerine alışsınlar!” dedim. Mert de, “Ohhh! Öyle dar ki amcığın, bilezik gibi sardı yarağımı! Ateş gibi yanıyor amın! Yarrağımı yakıyorsun amınla!” diyordu. 

Koca yarağa alışınca, kalçalarımı oynatıp işareti verdim. Yavaşça sikini sokup çıkarmaya başladı. Sikinin amımda kaydığı her santiminde zevkim katlanarak artıyordu. Bacaklarımı beline doladım. Üstümde iniyor, kalkıyor, beni altında eziyordu. Nefessiz kalıyordum. O içimde gidip gelirken tekrar orgazm oldum. Sular fışkırdı adeta. Erkeğim durmadı bile, ben kasılırken sokup çıkarmaya devam etti. Kasılan vajina duvarlarımın içinde adeta sağıyordum sikini... 

Mert yana devrilip, sikini içimden hiç çıkarmadan beni üstüne aldı. Yarağının üzerinde oturup kalkmaya başladım. O da alttan karşılık veriyordu. Kasıklarındaki kıllar klitorisime sürtünüp duruyor, bu da ayrıca delirtiyordu beni. Ben oturup kalkarken, o yattığı yerde memelerimi avuçluyor, kalçalarımı pençeleriyle tutup sıkıştırıyordu. Ben eğiliyor, memelerimi sırayla ağzına, diline sunuyor, zevkten çıldırıyordum... 

Boşalmaya başladım. İnanılmaz, dayanılmaz, katıksız bir zevkti duyduğum. Orgazmımın bitmesine yakın Mert de kıvranmaya başladı, “Ohhh! Geliyorum karıcığım!” diyerek inledi sonunda. Tekrar devirip beni tekrar altına aldı, hızla gidip gelmeye başladı. Motor gibiydi üstümde. “Ahhhh, geliyorum!” dediğinde, boynuna sarıldım, “Lütfen içime boşalma Mert! Abin askerdeyken hamile kalmak istemiyorum aşkım! Lütfen!” dedim. “Ahh evet doğru ya, abimin karısını sikiyorum! Yengemi sikiyorum! Yengem benim! Yengemi sikiyorum, ohhhh!” dedi. Böyle konuşmak zevkini katlıyordu sanki. 

Ben içime boşalacak diye endişe ederken, bacaklarımın arasında doğruldu, sikini amımdan çıkarıp üzerime boşalmaya, döllerini karnıma, göğüslerime attırmaya başladı. Birkaç damlası da yüzüme, ağzımın kenarına kadar geldi. Dilimle yaladım. Tadına baktım. İlk defa. Göğsümdekileri de parmağımla toplayıp ağzıma götürdüm. Fena değil gibi geldi tadı. Bir sonrakini ağzımda patlatmaya karar verdim. 

Mert boşalıp yanıma uzandı. Başımı göğsüne koyup yattım. Amımdan çıkan siki parlıyordu ve halen kalkık duruyordu, halen tıp tıp atıyordu. Uzanıp parmaklarımla kavradım o güzel şeyi. Dudaklarından öptüm ve gülerek, “Bundan sonra bu sik benim! Kimseye, hiçbir orospuya sokmayacaksın bunu ben varken, anlaşıldı mı?” dedim. 

“Tamam aşkım, sadece sen varsın bundan sonra! Seni sikecem yalnızca! Bu yarak senin artık! Benim tek orospum sensin! Sen de hap kullan bundan sonra! İçine boşalmak istiyorum senin! Zevkimi yarıda kesip sıcak amından çıkmak istemiyorum sevgilim!” dedi. Sevgiyle sarıldım erkeğime, “Peki aşkım! Peki benim sikici erkeğim! Sen nasıl istersen! Yeter ki beni sik! Doyur beni! Yengen kurban olsun sana!” dedim. 

6 aydır yaraksızlıktan sonra, bir gecede sabaha kadar sevişmek ve defalarca orgazm olmak yormuştu beni. Gözlerim kapanıyordu. Başım kaynımın göğsündeyken derin bir uykuya dalmak üzereydim. Huzur içindeydim. Dünyada ondan başkası yoktu şu anda. Ne deprem, ne başka bir şey umurumda değildi. 

Ablamın Oğlu Beni Sikti, Oğlum da Ablamı

Selam Kaymak Gibi Sikilen Am okurları. Adım Kezban. Berlinde yaşayan, 42 yaşında, evli, 2 çocuk annesi, sex düşkünü bir kadınım. 16 yaşında Selim adında bir oğlum, 24 yaşında evli bir kızım, birde çok anlayışlı bir kocam var. Ablam da Berlinde yaşıyor. O da evli ve onun da 16 yaşında, Osman adında bir oğlu var. Bu anlatacağım olay son yaz oldu, yani çok taze.


Berlinde okullar yaz tatiline girince, ben, oğlum Selim, ablam ve oğlu Osman, dördümüz Türkiyeye izine gittik. Kocam ve eniştem gelemedi, onların ortak bir inşaat firması var, “İşler çok yoğun, siz gidin tatilinizi yapın, biz de kışın gideriz.” dediler. Biz de önce İstanbula, oradan da Silivri yakınındaki yazlığımıza gittik. Yazlıkta ilk günler yağmurlu geçti, evden dışarı çıkamadık, ama sonra hava açınca, doğru denize. Nerdeyse tüm gün denizde yüzüyor, eğleniyorduk. Kaldığımız yer bayağı muhafazakar olduğu için, öyle barlar falan yoktur, sadece sahil kenarında gazinolar var, yani biraz sıkıcı. 

İzinimizin üçüncü günü idi, yine denizde yüzüyor şakalaşıyorduk. Bir ara ablamın oğlu Osman göğsüme elledi. Ben kaza ile olmuştur diye önemsemedim. Fakat sesimi çıkarmadım diye cesaret almış olacak ki, yine elledi ve biraz da sıkıp bıraktı. Ne yapayım diye düşünürken, arkamdan suya dalıp, bacaklarıma tutunuyormuş gibi yaparak, amıma elledi. Çok şaşırmıştım, çünkü ondan böyle birşeyi hiç beklemiyordum. Daha yaşı 16, o ne biliyor ki diye düşünüp sudan çıktım. Ablamın yanına, kumların üzerine oturup güneşlenmeye başladım. Bir ara ablama, “Abla senin oğlun benim amcığıma elledi!” dedim. Ablam yüzüme baktı ve bir kahkaha patlattı, “Senin oğlan da benim amıma elledi! Bana bak, sakın bunlar bize sulanmasın?” dedi. Ben de, “Herhalde nereye kadar gideceklerini test ediyorlar. Daha bunlar çocuk yahu, ne anlarlar kadından?” dedim. Ablam da, “Sikmekten demek istedin galiba?” dedi. “Ya abla, ne sikmesi? Bunların sikleri daha nekadar ki!” dedim. Ablam atıldı, “16 yaşındalar, tahminimce 18-20 cm. vardır herhalde?” dedi. “Ne bileyim valla Abla, Selimin sikini en son gördüğümde daha 9 yaşında idi, ondan sonra görmedim!” diye cevap verdim. 

Ablam, “Hadi kız, varmısın, madem bunlar bu işi başlattı, benim oğlum seni, senim oğlun da beni siksin! Hem erkeksiz kalmayız, hemde onlara kadınlar konusunda merak ettikleri her şeyi öğretiriz!” dedi. “Abla sen ciddimisin?” dedim. Ablam, “Valla çok ciddiyim! Tam azdıkları bir çağdalar, ya değilse gidip Orospulara dadanacaklar, hastalık falan kapacaklar. Yada sapıtıp, birbirlerini sikecekler!” dedi. Biraz düşündüm de, ablam söylediklerinde okadar da haksız değildi. “Tamam abla, ben varım!” dedim. Ablamla oturup biraz daha bu konuyu konuştuk, nasıl yapacağımızı falan planladık. Sonra yazlığa gitmek için kalktık. Giderken oğullarımıza, “Biz eve gidiyoruz, sizde fazla kalmayın gelin, öğlen güneşinde dışarıda kalmayın!” diye seslendik. 

Eve varınca duş alıp, üzerimize uzun birer tişört giydik, altımıza külot giymedik. Yaklaşık yarım saat sonra Selim ile Osman geldiler. Bunlara, “Hertarafınız kum olmuş, evi batırmayın, hemen duşa girin!” dedik. Ev Dublex olduğundan iki ayrı duş var, birine Selim birine Osman girdi. Biz de salona oturduk, onları bekliyor, nasıl söze girelim diye düşünüyorduk. Önce Osman geldi, dik karşıma, annesinin yanına oturdu, gözleri bacak arama dikilmişti. Ama bir şey göremiyordu, öyle hemen göstermek istemiyordum. Sonra oğlum Selim gelip yanıma oturdu. O da tam karşımızda oturan ablamın bacaklarına bakıyordu. Söze ablam başladı, oğluma, “Ya Selim, sen denizde benim amcığıma bilerek mi elledin, yoksa kaza ile mi?” dedi. Selim doğrudan, “Madem öyle açık sordun Teyze, evet bilerek elledim!” dedi. Ablam, “Peki, niye yaptın?” diye sorunca, Selim, “Senin oğlun da anneme bilerek elledi!” dedi. Ablam busefer kendi oğluna sordu, “Peki sen niye elledin Teyzene çocuğum!” dedi. 

Oğlu da, “Anne, bu nalet yerde öyle kız tavlayıp, bir şeyler yapma şansımız olmadığından yaptık herhalde! Ama fikir Selimden çıktı, karşılıklı birbirmizin annesine elleyelim mi diye.” dedi. Ablam o meşhur kahkahasını yine patlattı ve oğluma, “Bak sen Orospunun çocuğuna! Lan sen nezaman büyüdün, erkek oldun da sikin kalkar hale geldi ha?” dedi. Oğlum bozuldu, “Teyze yaa, anneme Orospu deme, bak sonra...” diye çıkıştı. Ablam, “Eee, sonra? Ne yaparsın sonra?” dedi. “Ne yapacağımı biliyorum da, burda söyleyemem!” dedi. Ablam oturduğu yerden kalktı, yanımıza geldi, oğlumu kolundan tutup kaldırdı, “Gel bakiim sen benle yukarıya!” dedi, ve önüne kattı, merdivenlerde oğlumun götünü avuçlaya avuçlaya yukardaki yatak odasına doğru gittiler. 

Ablamla oğlum gözden kaybolunca, Osman sapşallaşmış bir şekilde suratıma bakıp, “Nereye gittiler, ne yapacaklar?” diye salak salak sormaya başladı. “Nereye gittiklerini sanıyorsun? Tabiki yatakodasına gittiler, sikişecekler!” dedim. Bu sefer Osman bozulmuştu, “Ozaman biz de sikişecekmiyiz Teyze?” diye yalvarırcasına sordu. Ben cevap olarak, gülümseyerek bacaklarımı araladım. Osmanın amcığıma bakışını görmeliydiniz! Siki anında kalkmış, şortunda direk gibi dikilmişti. “Gel buraya azgın şey!” dediğimde hemen kalktı geldi ve ne yapacağını bilmez bir şekilde önümde dikildi. Şortunu tek hareketle aşağı sıyırarak çıkardım. Siki rahat 20 cm vardı ve sikinin başı göbeğine değiyordu! Önce taşaklarını avuçlayıp okşayarak sikini sıvazladım biraz. Sonra usulca sikini yalamaya başladım. Sikini ağzıma alıp emmeye başladığımda, Osman heyecandan nefesini tutmuş, zevkten ölecekti nerdeyse. Daha 2 dakika olmamıştı ki, saçlarımdan asılarak, sikini ta gırtlağıma kadar sokup, sarsıla sarsıla, inleye inleye boşaldı ağzıma! O kadar çok döl fışkırıyordu ki, hepsini yutamadım, birazı ağzımdan taştı! 

Osmanın sikini ve döllerini yalayarak temizledim. Sonra bunu önüme çöktürüp, amımın dudaklarını ayırdım, “Göster bakalım marifetini! Amcığımı yala!” dedim. Osman yumuldu amcığıma, ellerini götümün altına koyarak amımı biraz yükseltti, nasıl yalıyor ama! Amımı yaladığı 15-20 dakikalık sürede, ben iki sefer orgazm olmuş boşalmıştım. Tişörtümü çıkardım, göğüslerimi verdim ağzına. Sırayla birini emiyor bırakıyor, ötekini alıyordu ağzına. Bir süre de göğüslerimi yalayıp emdikten sonra, elimi sikine attım. Siki yeniden sertleşmiş, yine göbeğine yapışmıştı. Osmanı üzerime doğru çekerek sikinin başını ağzıma alıp ıslattım ve sikini, ellerimle birleştirdiğim göğüslerimin arasına yerleştirdim. Osman sikiyle göğüslerimin arasında biraz gidip gelmeye başladı. 4-5 dakika göğüslerimi siktikten sonra, tekrar sikini ağzıma alıp emdim biraz. Saatlerce emebilirdim, çok tatlı siki vardı. Fakat kısa kestim, çünkü biliyordum ki, Osman amımı sikmek için sabırsızlanıyordu. 

Koltuklar rahatsız olduğundan kalktık ve alt kattaki yatak odasına geçtik. Ben daha yatağa sırtüstü uzanır uzanmaz, Osman bacak aramda yerini alarak üstüme uzandı. Zaten sırılsıklam sulanmış amcığıma bir seferde soktu sikini ve deli gibi gidip gelmeye başladı. Ben, “Yavaş!” dedikçe, dinlemedi 2 dakikada boşaldı, yığıldı kaldı üstüme! “Napıyım Teyze, çok heyecanlıyım, evde giydiğin külotların hepsini ezberledim, nezamandır o külotların içindekini sikmeyi hayal ediyordum!” dedi. Gülerek, “Vay fırlama vaayy!” dedim, bunu üstümden indirip sırtüstü yatırdım. Sikine bulaşmış olan dölleri yaladıktan sonra, taşaklarını ağzıma aldım emmeye başladım. Sonra götünün deliğini yalayıp dilimi sokunca, Osmanın siki yeniden sertleşmeye başladı. Biraz da sikini yalayıp, ata biner gibi üstüne bindim. Ve inip çıkmaya başladım. Bu sefer tempoyu ben ayarlıyordum. Ve Osmanı boşaltmadan, o pozisyonda beni 15-20 dakika sikmesini sağladım. 

Sonra üstünden inip pozisyon değiştirdim, yatağa domaldım, Osmanı da arkama çektim. Sikini tutup arkadan amıma soktum, “Bu sefer acele etme hayatım, yavaş yavaş sik!” dedim. Osman amıma yavaş yavaş gidip gelmeye, tadını çıkara çıkara sikmeye başladı. Ben, bu siktiği 15 dakikada birkez daha orgazm oldum. Osman neden sonra götümün deliğini fark etti ve büzüğümle oynamaya başladı. “Ordan da istiyormusun hayatım?” diye sorunca, yutkunarak sadece “Hı, hı!” dedi. Elimi arkaya attım ve sikini amımdan çıkararak, götümün deliğine yerleştirdim, “Hadi sok hayatım! Ama, yavaş ol!” dedim. Osman götümün yanaklarını elleriyle ayırıp, yüklenmeye başladı. Ben de kıçımı iyice arkaya vererek, belimi çukurlaştırıp, başımı yastığa gömdüm. Kocamla da götten sikiştiğimiz için, götüm sikilmeye alışkındır ve götten de çok zevk alırım. Osmanın sikini de zorlanmadan köküne kadar götüme aldım. Osman yavaş yavaş götümü sikmeye başladı. 10 dakika kadar yavaş tempoda siktikten sonra, “Şimdi hızlan hayatım!” dedim. Götüm kıvama gelmişti iyice. Osman hızlanmaya başladı. 

Götümü hızlı sikiyordu, ama benim götümden zevk alabilmem için çok daha hızlı ve çok sert sikilmem lazımdı. “Daha hızlı sik! Daha sert sik götümü!” diyordum, ama Osman yeterince sert pompalayamıyordu. Osmana gaz vermek için, “Şu anda yukarıda Selim senin o Orospu anneni nebiçim sikiyordur! İnletiyordur valla! Annenin amını götünü paramparça ediyordur, dağıtıyordur! Hadi sen de benim götümü dağıt! Annenin intikamını al hayatım!” deyince, nasıl dolduruşa geldi ama! “Sus amına koduğumun Orospusu, annemi karıştırma!” diyerek, nasıl pompalamaya başladı götüme! Resmen çıldırmış, kudurmuş gibi sikiyordu götümü. Siki, son hızla dikiş makinesi gibi götüme girip çıkarken, “Şlap! Şlap! Pat! Pat!” sesleri eminim taa yukarıdan duyulmuştur. Hatta bir ara yatak kırılacak diye düşündüm. Saçımı asılarak, götümü öyle bir hırsla sikti ki, götümden de amımdan da orgazm oldum! Çok geçmeden, Osman da döllerini götüme fışkırttı ve üzerime yığıldı. Üzerimizi giyinip salona geçtik, oturduk. 20 dakika sonra da, ablamla oğlum perişan bir halde indiler aşağıya... 

Yaz tatili boyunca bunu hep tekrarladık. Ben ablamın oğluyla, ablam da benim oğlumla, hergün sikiştik. Odalarda, duşta, balkonda, ne zaman nerde canımız çektiyse durmadan sikiştik. Şimdi Almanyadayız, evimize geldik, ama sikişlerimiz devam ediyor. Kocalarımız işe gitti mi, ben oğlumu ablama gönderiyorum, ablam da oğlunu bana... 

Herkese bol sikişli günler! 

Yazlıktaki Sex Hikayem Bakireliğimi Aldılar

Merhaba sex hikayeleri okurları. Ben Tuba İzmirden. Size geçen yaz başımdan geçen bir olayı anlatacağım. Kızlarla yazlıktaydık. Çekirdek çitleyip sohbet ediyorduk. Arkadaşım merve sıkıldığını söyledi. Haksız değildi hani çünkü neredeyse her gece böyle yapıyorduk. Sonra napalım ne edelim derken beraber bara gidelim dedik. Annemlere de öyle dolaşmaya gidiyoruz ama bizi beklemeyin dedik. 4 kız önce bir güzel giyindik. Sonra çıktık. Bara gittik. Saatte yaklaşık onbir civarıydı. Millet içkinin etkisiyle kendinden geçmiş. Kucak dansımı yapmalar, elletmeler ne ararsan var. Tabi biz önce gidelim mi diye düşündük ama sonra Merve baya laf edince oturalım dedik.


Oturduktan 15 dakika sonra yanımıza 6 tane erkek geldi. Sohbet ve içki baya güzeldi. Sonra saat baktık 2 olmuş. Maşallah hepside yakışıklı eli yüzü düzgün çocuklar. Sonra çocukların evine gittik. Burak adında bir çocuk beni odasına çağırdı. Kızların ve içkinin etkisiyle kabul ettim. Oturduk. Çocuk gözlerini bacaklarıma dikti. Üstümde şortla baya dekolteli bir tişört vardı. Göğüslerimde büyük olduğu için göze çarpıyodu. Sonra gittim kucağına oturdum. 

Deli gibi öpüşmeye başladık. Sonra göğüslerimi ellemeye başladı. Sonra yarrağını açtı ama baya büyüktü. İlk kez canlı bir yarrak görüyodum. Muhteşem şekilde deli gibi başladım yalamaya. Hemen boşaldı. Sonra beni tamamen soyup amımı yalamaya başladı. Boşalttı beni. Ben sikişmeyi reddettim çünkü bakireydim. Ama sonra götten sokmak şartıyla kabul ettin. Keşke etmeseydim çünkü acayip acıdı. Sonra içime boşaldı. 

Ben o sırada ben kıvranırken bana bir darbe geçirdi ve aletini amıma kökledi. Ben tamamen şok oldum şaşkınlık her halimden belliydi. Bakirelik kanım yarrağından akıyodu. Ağlamaya başladım. Sonra resmen aldırmayıp beni becermeye devam etti. Ben elinden kurtulup kendimi salona zor attım. Ama sonra salonda oturan Selime yakalandım. Beni çıplak görünce başladı peşimden koşmaya. Sonra  Selim beni yakaladı ve bana sokmaya başladı. Kızlar gitmişti galiba. Ağzımıda bağladı şerefsiz bağıramıyordum. Sonra burakta geldi. Biri amımdan biri götümden sokmaya başladı. Sabaha doğru kendimi evden dışarıya zor attım. Şimdi çok pişmanım ama sonradan boşverdim. Şimdi arada bir yine gidiyorum. Doyamıyorum ! Çok zevkli!


[Tuba]

Götten Verdim Büzüğümü Kapatamıyorum

Merhaba sex hikayesi okurları. Lisede okurken, kankam Meral ile çıkmasına rağmen, Emre benim hoşuma çok giden birisiydi. Meral kısa boyluydu, Emre ise çok uzundu, yakışmıyorlar diye düşünüyordum ve bu beni çok mutlu ediyordu. Meral Emre’yle çıkmaya başladıktan sonra, bana çok gıcık verici davranıyordu, onların ayrılması için dua eder olmuştum. Bunu neden istediğimi bilmiyordum, Emre’de bir çekicilik vardı. Ve çıkmaları pek uzun sürmedi, ayrıldılar. Tabi ayrıldıklarına en çok ben sevinmiştim... 

Okuldan arkadaşlarla bir gün dışarda akşam yemeği düzenledik. Emre yanıma oturmuştu, bana samimi davranıyordu. Tabiki ben de onu kendime bağlamak için elimden gelen herşeyi yapıyordum, elini masa altından tutup, kimseyle ilgilenmemesini, sadece bana bakmasını sağlıyordum. Çünkü tam karşımda, Canan isminde başka bir kankam vardı ve o da Emre’ye felaket tutulmuştu (Bunu bana Canan kendisi itiraf etti.) Ne yapsam bilmiyordum, Emre’yi bir şekilde kendime bağlamalıydım. Yemekler yendi, çaylar kahveler içildi, hesaplar ödendi, evlere doğru yola koyulduk. Emre yanıma geldi ve belime sarıldı, “Boyun da iyi uzunmuş!” dedi. Ben de, “Gerçekten iyi mi?” deyip trip yapmak istedim ve yanından uzaklaştım :) O da bir centilmen erkek gibi yanıma geldi ve yanağımdan öptü. İşte aşk ateşim ona karşı burda başladı. Sanki 40 yıllık erkeğimmiş gibi beline sarıldım, o da boynuma sarıldı. Usulca ona fısıldayarak, “Sen çok tatlısın!” dedim ve bu bizim aşk ve sex maratonumuzun başlamasına sebep oldu :) Aradan aylar geçti ve Emre’yle ilk öpüşmelerimizi yaşadık. Bu arada Emre 1.94 boyunda, 80 kilo civarında, iri yapılı, normal derecede kaslı birisiydi. Ben ise 1.80 boyunda, 58 kiloda, ince sayılabilecek bir bayanım. Kalçam biraz çıkık ve göğüslerim 85 B ölçülerinde. 

Lise bitti, benim kazandığım üniversite Emre’ninkinden başka şehirde olduğu için, gizli saklı oraya benimle beraber gelmek zorunda kaldı. Üniversiteden kızlarla ev tutmuştuk. Bir seferinde Emre yine benim yanıma geldiğinde, o gece evde diğer kız arkadaşlarım olmadığı için çok mutluydum. Emreyle birşeyler yaşayabileceğimi düşündüm. Ona çok güveniyordum, çok efendi, çok düzgün bir insandı çünkü. Ona arkadaşımın yatağını verdim. Yataklar karşılıklıydı. Emre uyumuyordu, sigara içiyordu. “Aşkım uyumuyormusun daha?” dedim. “Yolculuk fazla yordu, 1 sigara daha içip yatacağım!” dedi. “Aşkım lütfen uyu artık!” dedim ve arkamı döndüm. Sigarası bitince kalkıp yanıma geldi, “Kızdın mı?” dedi. “Hayır.” dedim. “Ben de gelip yanına yatmayı düşünüyordum!” dedi. İlk defa bir erkeği yatağıma alacaktım. Tamam, sevgilimdi, beni ilk öpen de oydu (Bilmem inanırmısınız, ama ondan önce hiç öpüşmedim, ilk onunla öpüştüm!). Almalımıydım yatağıma diye çok düşündüm ve sonunda, “Gel hadi!” dedim... 

Girdi yanıma ve bana sıkıca sarıldı, öpmeye başladı. Ben de onu öpüyordum. Tanrım bu nasıl bir duyguydu, resmen ıslanmaya başladım. İşin daha ileriye gitmesini engellemek için, nazlanarak, “Yeter bu kadar! Uyu hadi!” deyip arkamı döndüm. Bu sefer arkamdan sarıldı. Siki kalkmıştı, kalçamda hissettim, resmen zorluyordu. Heycandan nefes alışverişim değişti ve kendimden geçtim. Ben de kendimi ona doğru iyice bastırıp uyumaya karar verdim. Ve öyle de oldu, sarılıp uyumuşuz. Sabah uyandığımda Emre arkası dönük yatıyordu. Uykusunun çok derin olduğunu biliyordum, çünkü ne zaman sabahları telefonla arasam asla uyanmazdı. Şeytan dürttü sikine bakmak aklıma geldi. Elimi pijamasından içeriye doğru yavaşça soktum. Sikini avucumun içinde hissetmek güzeldi. Emre’nin birden kımıldamasıyla hemen elimi çektim. Emre uyanır gibi oldu ve “Aşkım noldu?” dedi. “Birşey yok aşkım, sadece sarılıyordum!” dedim. “Hıı, tamam...” dedi ve tekrar uykuya daldı. Doğrusu çok korkmuştum acaba farketti mi diye... 

1 saat kadar sonra kahvaltıyı hazırlayıp onu kaldırdım ve beraber mutfağa geçtik. Kahvaltımızı yaparken, kafamda hep (Gece acaba neden ileri gitmedi?) sorusu vardı. Ona beni çekici bulup bulmadığını sordum. O da, “Aşkım benim için çok çekicisin, ama ben sen istemediğin müddetçe sana birşey yapmayı düşünemem. Yani bunu ne manada sordun bilmiyorum, ama ben seks delisi bir insan değilim, yalnızca zamanını beklerim, bazı şeylerin iki tarafın isteği ile olması önemli...” dedi. Bu benim için yeterli bir cevap olmuştu. 

Kahvaltıdan sonra ikili koltuğa uzandı, ayaklar dışarda. Ben de çapraz girdim koltukla arasına, TV izledik. Sevişme sahnesi bol dizilerden izliyorduk. Etkilendim ve onu öpmek istedim. Keşke istemeseydim, olan oldu ve uyuyan Emre’yi uyandırdım sanırım. Sevişirken göğüslerimi ilk kez elledi ve çok etkilendim. Sonra elini aşağılara götürdü. Ben bunun olmasını istemiyordum, çünkü daha bakireydim. Elini amıma götürdü ve külodumun üstünden ellemeye başladı. Zevkten başım dönüyor, kendime hakim olamıyordum. O amımla oynadıkça, içim alev alev yanıyordu. Sonra elini külodumun çine soktu ve biranda çıkarttı, “Bu ne lan?” diye pedimi almış, bana gösterdi. Elinden pedi aldım hemen kültablasına attım. Çok utanmıştım, ama Emre gülüyordu. Çok şakacı ve haylaz bir karakteri vardı. Ona sarıldım, “Aşkım ne olur gülme!” dedim. Bana, ilk kez denk geldiğini söyledi. Şüphelendim, acaba başka kadınlarla da yattı mı diye. 

O gün dışarı çıktık, akşam yemeğini dışarda yedik, gece geç saatlere kadar gezdik dolaştık ve eve geldik. Saat gece yarısını biraz geçmişti, uyumak istediğini ve salondaki yatağa yatmak istediğini belirtti. Oysa ben bu gece de benim yanımda yatar düşüncesine girmiştim. Ama bozuntuya vermedim, “Tamam!” dedim. İçerden 2 yastık ve büyük bir battaniye getirdim. Elimde 2 yastık görünce, “Aşkım sen de mi yatacaksın?” dedi. “Evet aşkım!” dedim ve ışığı söndürüp yanına yattım. Uzun uzun öpüşüp sevişmeye başladık. Yarım saat sonra battaniyenin altında ikimiz de çırılçıplak olmuştuk ve artık sikine dokunma fırsatım kolaylaşmıştı, aldım elime, dokundum. Elledikçe elimde büyüyen bu şey bana okadar büyük gelmeye başladı ki anlatamam! Sikine dokunmamdan çok zevk alıyor olmalıydı ki, bana: 

Aşkım biraz oyna, yukarı aşağı yap! dedi.
- Aşkım yaparım da, çok büyüdü bu! 
Korkmana gerek yok, sana zarar vermem! dedi.
- Bundan eminim de, kaç cm bu? (Lisede kızlar anlatırdı, işte 15-17 cm büyük sayılır diye.)
19 cm! dediğinde çekinmiştim. 
Ne oldu? Sustun? dedi
- Şaşırdım, ilk kez elliyorum da!
Neden kaç cm diye sordun ki? dedi.
- Amaan aşkım, Lise muhabbetleri işte, bilmiyormusun? 
Hımm... dedi sinsice. 

Acaba beni yanlış mı algıladı diye düşündüm. Neyse, ben sikiyle biraz daha oynadım. Sonra bana, “Üstüne çıkabilirmiyim?” dedi. İzin verdim, bacak arama girdi ve “Sikimin sadece başını amının ağzına koyacam, korkma tamam mı?” dedi. “Tamam!” dedim ve o iri şeyin başını amıma yasladı. Birden kendimi geri çektim, sokmasından korkmuştum. “Sakin ol aşkım, sokmayacağım!” dedi. Sikinin başıyla amımın dudakları arasında yukarı aşağı oynuyordu. Sonra sikinin başını amımın deliğine biraz soktu ve “Tamamdır, daha fazla sokmayacağım!” dedi ve üstüme yatıp öpüşüp sevişti benimle. Daha fazla sokmadığı için çok mutlu olmuştum, ne diyeceğimi şaşırdım, ama çok zevk alıyordum... 

Sonrasında bana, “Aşkım canım çok istedi, kendini hazır hissedersen yapabiliriz!” dedi. “Biraz acele ediyorsun!” dedim. “Hayır, arkadan da olur...” dedi. Lisede birkaç kız arkadaşım arkadan yaptıklarını ve canlarının çok yandığını söylemişlerdi. Ama ozaman Liseydi, ben şimdi Üniversitedeyim ve beni ilk öpen, beni kendine bu denli aşık eden bu adama nasıl arkadan vermeyeyim diye düşünüyordum. “Tamam yap! Ama acımaz dimi?” dedim. “Merak etme!” dedi ve yataktan kalkıp çantasını aldı, içinden prezervatif çıkarttı. Bilmezmiş gibi, “O ne aşkım?” dedim. “Aşkım temizlik ve korunmak herzaman için önemlidir!” dedi. “Hımm...” dedim. Ne yapmam gerektiğini bilmiyordum ve merakla olacakları bekliyordum. “Vazelinin varmı?” dedi. “Var!” dedim, odadan gidip aldım geldim. Bu arada evin içinde çıplak dolaşma keyfi bambaşkaymış :)) 

Vazelini verdim, beni yüzüstü yatırdı ve götüme sürmeye başladı. Değişik bir duyguydu. Parmağını büzüğümden içeri sokmaya çalışıyordu. Ben de biraz sıktım sanırım. “Sıkma kendini!” dedi ve saldım. Parmağı girmişti. Parmağı girdiyse, siki de girer diye düşündüm. Az sonra 2 parmağını soktuğunu söyledi, sonra da 3 parmağını. İlk başta götümün parmaklanması biraz tuhaf geldi, fakat sonradan zevk almaya başladım. Üstelik hiç acı duymadım. Çok profesyonel olmalıydı. Mutlaka benden önce başkalarını da sikmişti. Dayanamadım sordum: 

- Aşkım daha önce başkalarını da yaptın mı?
Evet aşkım yaptım! dedi.
- Onları da mı arkadan yaptın?
Hayır! dedi.
- Peki beni neden beni arkadan yapıyorsun?
Sen bakiresin de ondan! dedi.
- Aşkım yetmezmi bu akşamlık?
Aşkım yapmadım ki daha! dedi.
- Arkam zonklamaya başladı aşkım!
Merak etme birazdan geçer! dedi. 

Işığı yakmamı istedi. Ben ışığı yakınca işte o bilek gibi sikini nihayet görebilme şansım oldu. Karanlıkta ve battaniyenin altında elimdeyken boyutunu farkedememiştim, ama şuan çok korkmaya başladım. Tedirgin bir şekilde yanına geldim. Çıkarttı prezervatifi bana verdi ve takmamı söyledi. “Nasıl takacağımı bilmiyorum!” dedim. Bana takma şeklini gösterdi. Ucunu sıktım ve aşağı doğru zorla sürükledim. Siki çok ihtişamlı görünüyordu. Prezervatifi taktıktan sonra ağzıma almamı istedi. Dilimi değdirdim, muz tadı vardı, şaşırdım, “Aşkım muz kokuyor bu, tadı da muz gibi!” dedim. “Sen yala, bak çok hoşuna gidecek!” dedi. Yaladım. Gerçekten muz yalar gibi oluyordu :)) 

Az sonra, “Tamam yeter bu kadar!” dedi ve beni yüzükoyun yatırdı yine ve canımın yanacağını söyledi ve kendimi sıkmamam için de defalarca tembihledi ve ikna etti. Çünkü canımın yanmasından çok korkuyordum. Sikinin başını götümün ağzına yasladığında çok korkmaya başladım ve bir ara bunu yapmamam gerektiğini düşünmeye başladım, çünkü o koca şey nasıl girecek diye hesaplıyordum. Ama ona güvenim de sonsuzdu. Götüme biraz zorladıktan sonra sikini amıma bastırdı, biraz amımın ağzında oynattıktan sonra tekrar götüme bastırdı. Göt deliğim ile amımın deliği arasında gitgel yapıyordu. Ben amıma girmez herhalde diye düşünüyordum, fakat her seferinde biraz biraz sokuyordu ve ben bunu hissediyordum. “Aşkım amıma sokma!” dedim. “Sokmuyorum aşkım, sularını alıyorum, kaysın diye!” dedi. Bunu tecrübesiz olduğum için anlamamıştım, ama ilerleyen dönemlerde anlayacaktım... 

“Artık vakti geldi sanırım!” diye mırıldandı ve sikinin başını götüme iyice bastırdı. Canım çok yanmaya başlamıştı, resmen o koca kafalı şeyi zorlayarak götüme sokmaya sığdırmaya çalısıyordu. “Aşkım yavaşşşş!” dedim. “Sakin ol! Sıkma kendini!” dedi ve itekledi ve girdiğinde, “Oohhh!” dedi. Bitti sanıp ben de bir oh çektim. Kımıldamadan durdu ve “Aşkım tamam bak bu kadardı!” dedi. Ben de bütün sıkıntı bu muydu diye düşündüm. Fakat sonra bir anda sertçe yüklendi ve daha da girmeye başladı. Santim santim ilerliyordu. Sanki bağırsaklarımı yarıyordu o koca şey. O an zevkle karışık hissettiğim o acıyı tarif edemem (Yaşayanlar bilir, iri bir aletin götü parçalamasını!). “Aşkım yeter, sokma daha fazla!” dedim ve kafamı öevirip arkaya baktım, fakat daha neredeyse yarısı duruyordu. Ağlamaya başladım, belki acır da yapmaz diye. O ise, “Aşkım dur, az kaldı!” dedi ve çıkarttı, tekrardan yüklendi... 

Canım çok yanıyordu, çığlık atmaya başladım acıdan. “Tamam bu kadardı, sonuna kadar girdi!” dedi. Resmen midemde hissediyordum sikinin nabız gibi atışlarını. Ensemi, boynumu ve omuzbaşlarımı öpmeye başladı. Acım yavaşça geçmeye başlamıştı. “Aşkım senin göt te çok darmış ama haa!” dedi sinsice gülerek. Bu hoşuma gitmişti. Sonra birden çekti tamamen çıkarttı sikini. Resmen hava girdi götümden içeriye. Ben daha kendime gelemeden tekrar kökledi. Nasıl bağırdım ama, yastığı sıkmaya başladım. O ise hızlı hızlı sokup çıkartıyordu. Birkaç dakika çok canım yandı, ama sonrasında inanın aldığım zevk bambaşkaydı. O iri şey nasıl da rahatça kayıyordu götüme ve beni uçuruyordu... 

Yaklaşık 20-25 dakika boyunca amımı okşayarak sikti götümü ve ben o sırada 2 sefer şiddetlice boşaldım. Sonunda o da gelmek üzereydi, “Aşkım ağzına mı boşalayım, yoksa içine mi?” dedi. Ağzıma almak istemediğim için, “İçime boşal!” dedim. O da, “Geliyorum!” dedi ve kökleyip sarıldı bana. Prezertaviften de olsa, içimde sıcacık birşeyler hissettim. Boşaldıktan sonra içimde öyle kalması beni resmen çok mutlu etmişti. Az sonra tam çıkartmaya kalktığında, “Aşkım çıkartma, içimde kalsın!” dedim. O da, “Olmaz aşkım, prezervatif çıkar, döller dışarı akar!” dedi ve sikini çıkarttı götümden. Döndüm baktım, prezervatif kan içindeydi. Elimi götüme attım, resmen çay bardağının ağzı gibi açılmıştı ve büzüğüm kapanmıyordu. “Aşkım ne yaptın böyle yaa?” diye ağlamaya başladım. O da, “Aşkım normal!” dedi. “Böyle mi kalacak bu?” dedim. “Hayır, kapanır!” dedi. “Kanıyor!” dedim. “Normaldir, birşey olmaz, alışır!” dedi ve mutfaktan bir bardak su getirdi, içip sakinleşmem için. Sonra banyoya gitti... 

Geldiğinde temizlenmişti. Prezervatifin dışını yıkamış, ağzını da bağlamış, “Hiç sperm gördün mü?” diye bana gösteriyordu. Resmen yarısına kadar dolu bir balon parçası gibi duruyordu ve iğrenç görünüyordu. Fakat onu mutlu ettiğim için kendimle gurur duydum... 

“Hadi banyoya!” diyerek beni kaldırdı ve kucağına aldı. Götüm çok yanmaya başlamıştı. Banyoya geldiğimizde küvetin yarısı dolmuştu ve halen dolmaya devam ediyordu. Beni klozete oturup, “Yıka arkanı!” dedi. Yıkadım. Ellerimi de yıkattırdı ve sıcak küvete beni yatırdı. Götüm resmen çayır çayır yandı acıdan. Kendisi de yavaşca yanıma geldi ve amımı ellemeye başladı. Öyle narin seviyordu ki beni, bu duyguyu ona yaşattığım için teşekkür ediyordu. Sonra beni güzelce sabunlu lifle yıkadı. Sonra küvetin suyunu boşaltıp beraber duş aldık çıktık. Banyodan çıkarken tekledim. Beni tuttu ve “Ne oldu aşkım?” dedi. “Yürüyemiyorum, çok acıyor!” dedim. Aklıma Lisede kızların anlattıkları geldi o anda. Söyledikleri doruydu, fakt sanırım benim için bu ağrı bayağı büyük olacaktı. Emre beni kucakladığı gibi yatağa kadar götürdü ve üzerine bıraktı. Emre’mle çırılçıplak yattık... 

Tabiki hikayem burada bitmiyor, ilerleyen haftalarda ve aylarda bunun gibi 15-20 sefer götümü kanata kanata sikti. Her seferinde de götümün çok dar olduğunu, başka biri olsa bu kadar kanamayacağını söyledi. Emre’yle evlenmeyi düşünüyordum, fakat ailem Emre’yi istemedi ve ayrıldık. Ama onun bana bıraktığı bir hatıra var: Büzüğümü tam kapatamıyorum ve osuruğumu tutamıyorum. Ömür boyu da çekecem bunun sıkıntısını galiba. (Benim gibi götü çok dar olan kızlara kesinlikle anal ilişkiyi önermiyorum! Hele hele yarağı çok büyük birine asla götten siktirmeyin!). Tabi Emre’nin bana bıraktığı bir de vazgeçilmez bir istek var: Götten sikişmeye acayip alıştım, önüme gelen her erkekle yatma ve götümü siktirme isteği duyuyorum. Fakat Emre’den sonra kimseyle sikişmedim. Ailem beni yakında evlendirmek istiyor, köyden birisi varmış. Ozamana kadar da pornolarla ve seks hikayeleri ile idare ediyorum ve götüme değişik cisimler sokarak kendimi tatmin ediyorum. 

Bu hikayemi yazarken bile götüm çok kaşındı. Offf off! Neredesin Emre??? 

[Selvi]
Bütün Hakları Saklıdır . ©® 2017. Blogger tarafından desteklenmektedir.